NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
49 - (1464) حدثنا
أبو كريب محمد
بن العلاء.
حدثنا أبو أسامة،
عن هشام، عن
أبيه، عن
عائشة. قالت:
كنت
أغار على
اللاتي وهبن
أنفسهن لرسول
الله صلى الله
عليه وسلم.
وأقول: وتهب
المرأة نفسها
؟ فلما أنزل
الله عز وجل:
{ترجى من تشاء
منهن وتؤوي
إليك من تشاء
ومن ابتغيت ممن
عزلت} [33
/الأحزاب/
الآية 51] قالت
قلت: والله ما
أرى ربك إلا
يسارع لك في
هواك.
{49}
Bize Ebu Kureyb Muhammed
b. Alâ' rivayet etti. (Dediki): Bize Ebu Usâme Hişâm'dan, o da babasından, o da
Âişe'den naklen rivayet etti. Âişe şöyle demiş :
«Ben kendilerini
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e bağışlayan kadınları ayıplar da: Hiç
kadın kendini hibe eder mi! derdim, Allah (Azze ve Celle) :
(O kadınlardan
dilediğini geriye bırakır, dilediğini kendine alırsın. Boşadıklarından arzu
ettiğini almanda sana bir mes'uliyet yoktur.) [ Ahzab 51 ] âyet-i kerimesini
indirince : Vallahi Rabbinin senin arzunu hemen yerine getirdiğini
görüyorum, dedim.»
50 - (1464) وحدثناه
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا عبدة بن
سليمان عن
هشام، عن
أبيه، عن
عائشة ؛ أنها
كانت تقول:
أما
تستحي امرأة
تهب نفسها
لرجل ؟ حتى
أنزل الله عز
وجل: {ترجي من
تشاء منهن
وتؤوي إليك من
تشاء} [33
/الأحزاب/
الآية 51] فقلت:
إن ربك ليسارع
لك في هواك.
{50}
Bize bu hadîsi Ebu Bekr
b. Ebî Şeybe de rivayet etti. (Dediki): Bize Abdetü'bnü Süleyman, Hişâm'dan, o
da babasından, o da Âişe'den naklen rivayet etti. Âişe şöyle dermiş :
«Ben: Hiç kadın kendini
bir erkeğe hibe etmekten utanmıyor mu? diyordum. Nihayet Allah (Azzc ve Celle)
(O kadınlardan
dilediğini geriye bırakır; dilediğini kendine alırsın!..) âyet-i kerîmesini
indirince: Hakikaten Rabbin senin arzunu hemen yerine getiriyor, dedim.»
Diğer tahric: Hadisi
Buhari (4788, 5113), Müslim 1464 (49, 50), İbn Mace (2000), Mesai, (5287, 8878
ile 11350.)Ahmed, Müsned (25026), Tahavi, Şerh Müşkili'l-Asar (6063, 6064,
6065) İbn Hibban (6367) rivayet etti.
AÇIKLAMA:
Hadîsin zahirinden
anlaşılıyor ki, kendilerini hibe eden kadınlar Çokmuş. Filhakika İbni Ebî
Hatim'in rivayetine göre Havle binti Hakîm; Şa'bî'nin rivayetine göre Ümmü Şüreyk;
Ebu Ubeyde'nin rivayetine göre Fâtıme binti Şureyh bunlardandır. Bâzıları Leylâ
binti Hatîm ile Meymune binti Haris'i de kendilerini hibe eden kadınlardan
saymışlardır.
Bahsi geçen âyet-i
kerîme'yi «Keşşaf» sahibi Zemahşerî: «Dilediklerinle yatmayı terk eder;
dilediklerinle yatarsın; yahud dilediklerini boşar; dilediklerini nikâhında
tutarsın; veya istediklerine kasim yapmaz; istediklerine yaparsın yâhud
ümmetinin kadınlarından arzu ettiğini almaz; istediğini alırsın...» şeklinde
tefsir etmiştir.
Kendini hibe eden bir
kadınla mehirsiz evlenmek Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimize
mahsustur. Ulemâ Ahzab 51 âyet-i kerîme'sinin
«Bundan sonra sana
kadınlar helal değildir.» [ Ahzab 52 ] âyetini nesh edip etmediğinde ihtilâfa
düşmüşlerdir. Bazıları nesh'e kail olmuş ve: «Bu âyet Nebi (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem)'e dilediği kadınlarla evlenmeyi mubah kılmaktadır.» demiş; bir
takımları kadınları haram kılan âyetin sünnetle neshedildiğini söylemişlerdir.
Zeyd b. Erkâm (Radiyallahu anh): Bu âyet indikten sonra Nebi (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) Müleyke, Safiyye ve Cüveyriye (Radiyallahu anha) ile evlendi.»
demiş; Hz. Âişe dahî Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in kendisine
ümmetin bütün kadınları helâl edilmeden dünyâdan gitmediğini söylemiştir.
Bunun tamamiyle zıddına
kail olanlar da vardır. Onlara göre Ahzab 52 ayet-i kerimesi Ahzab 51 âyetini
neshetmiştir. Nevevî birinci kavlin esah olduğunu söylemiş ve Şâfiîyye ulemâsının:
«Esahh kavil. Nebi (Sallallaiıü A leyhi ve Sellem) 'in kendisine zevceleri ile
birlikte ümmetinin bütün kadınları mubah kılınmadan dünyâdan gitmemiş
olmasıdır.» dediklerini nakletmiştir.